Genital bölgedeki simsiyah görüntüsü ile hekimi ve hastayı çok rahatsız eder ve tedavi edilmezse ölümcül olan bir hastalıktır. Asıl olarak anal bölgenin ve ön genital bölgenin mikrobik olarak oluşan gangrenidir. Bu hastalıkta erken tanı çok önemlidir. Çünkü tanı ve tedavideki gecikme hastanın kaybedilmesine neden olur.
Hastalık yeni doğal bebekler dahil her yaş grubunda görülebilir. Fakat sıklık 50 yaş ve üzerinde artış göstermektedir. Erkeklerde kadınlara göre 10 misli fazla görülmektedir. Bu fark kadınlarda vaginal yolla drenajın daha kolay olmasıyla hastalığın oluşumunun engellenebildiği spekülasyaonuna dayandırılmıştır. Hastalığın düşük sosyoekonomik düzey ile yakın ilişkisi olup, daha çok fakir toplumların hastalığıdır. Fournier gangreni tıp camiası açısından gizemli karışık ve şaşırtıcı, hastalar açısından ise utanma duygusu yaratan sıkıntılı bir hastalıktır.
Hastalığın başlangıcı hangi organ olursa olsun bir travma veya enfeksiyonla başlar. Hastalık hızla deriye yayılarak buradaki damarları tıkar. Enfeksiyonun açtığı bu durum beslenmeyi bozarak ciltte nekroz oluşturur. Bu safhada tanıyı erken koymak önemlidir. Bu durumu oluşturan bakteriler aynı hastada 2-3 çeşit olabilir. Bunun dışında fournier gangrenin oluşumunda düşük oksijenli ortamın varlığı da önemlidir. Düşük oksijenli ortamda bakteriler daha çabuk ürer ve damarları tıkaması daha kolay olur.
Fournier gangreninin kliniği çok farklıdır. Silik geçen erken dönemin lokal deri bulgularından belirgin deri bulgularına, hatta sepsise yol açan vahim klinik durumuna kadar çok çeşitlilik gösterir. Hastalık anüs ve genital bölgede ağrı ile başlar. Deride şişlik, kızarıklık, kırmızılık vardır. Deri ellemekle sıcaktır ve kaşıntı vardır. Bu dönemde uygun antibiyotik tedavisine cevap vermeyen vakalarda fournier gangreninden kuşkulanılmalıdır. Hastalık ilerlemeye başladığında deride bronzlaşma, siyahlaşma, pis kokulu akıntı ve hatta nekroz (çürüme) görülür.
Deriye basmakla krepitasyon alınması gaz üreten bakterilerin varlığını gösterir. Bu his kedinin tüylerini okşarken alınan his gibidir. Ağır tiksindirici dışkı kokusu da hastalığın bir diğer karakteristiğidir. Gangrenin gelişmesiyle siyah deri nekrozu tabloya hakim olur. Gangren oluşumu ile birlikte ağrının azalması hatta kaybolması tipik bir bulgudur. Sonuç olarak klinik tablo, deri ve deri altı dokusunun enfeksiyonunda kötüleşme ve deri nekrozunun varlığı ile daha belirgin hale gelmektedir. Hastalığın son döneminde sepsise bağlı çoklu organ yetmezliği ve ölüm oluşabilir. Tanıda klinik muayene çok önemlidir.
Radyolojik inceleme kliniği silik olgularda tanıyı kolaylaştırarak yararlı olabilir. Genital bölgenin ultrason ile tetkiki derideki gazı göstermesi bakımından değerlidir. Benzer şekilde MR ve BT tetkikleri enfeksiyon kaynağının belirlenmesinde, tutulmuş bölgelerdeki gazın gösterilmesin de faydalıdır. Ayrıca BT ile bölgedeki apseler veya çeşitli sıvı birikimleri gözükebilir. Bunun dışında BT nekrozun derecesi hakkında cerrahi öncesi bilgi verir. Laboratuvar testlerinde sepsinin klasik bulguları vardır.
Fournier gangrenine ait tanı koyduracak özel bir test yoktur. Biopsi ise tanıyı göstermede nadiren gerekir. Biopsi alınsa bile nekroz dışında fazla bir şey görülmez. Tedavi de erken cerrahi önemlidir. Hasta yatırılır. Sıvı açığı ve elektrolit dengesi düzeltilir. Geniş spektrumlu antibiyotik tedavisine başlanır. Bütün nekroz olmuş dokular cerrahi olarak çıkarılır. Bu çıkarma işlemi canlı dokular görülünceye kadar devam eder. Cerrahinin amacı bütün nekroze dokuları çıkarmak, enfeksiyonun ilerlemesini durdurmak ve çoklu organ yetmezliğini ve sepsisi önlemektir. Cerrahi sonrası oluşan yaralarda hiperbarik oksijen tedavisi uygulanabilir.
Randevu ve İletişim Numaraları
Tel: 0 (232) 504 00 00
Cep ve Whatsapp: 0 (533) 963 54 45