Sinüs pilonidalis toplumda sık görülen akıntıları, zaman zaman ağrıları ile can sıkan, süreyen bir hastalıktır. Halk arasında genelde kıl dönmesi diye isimlendirilir. Yalancı bir kapsül içinde bir kıl yumağının arkada gluteal bölgedeki oluk içinde yuvalanması ile karakterize ilginç bir hastalıktır. Daha çok erkeklerde görülür. Genellikle kuyruk sokumunda orta hatta yerleşir. Muayene sırasında akıntılara bağlı oluşmuş çeşitli delikler görülür. Bu deliklerden bazen basmakla iltihap geldiği de görülür. Bazen de bu delikler tıkanır. Apse o bölgede birikir ve şişmelere yol açar.
Kıl dönmesinin tedavisi cerrahidir. Ayrıca sinüs yolunun sklerozan bir madde ile kapatılmasına dayanan fenol ve gümüş nitrat gibi kimyasal maddelerle uygulanan tedaviler vardır. Tedavinin başarısı hekimin spesifik olarak bu işle uğraşmasına bağlıdır. Çünkü operasyon sırasında kıl yumağı, çevresindeki yalancı kapsül ile birlikte çıkarılmalıdır. Ayrıca oluşan boşluğun tam olarak kapatılması gerekir. Kıl dönmesi tedavisinde şimdiye dek çok çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Ama hepsinde ana prensip hastalıklı dokunun çıkarılması, oluşan boşluğun uygun şekilde kapatılmasıdır.
Sinüs pilonidalis apselerinde tedavi tüm apselerde olduğu gibi drenajdır. Apse aslında kıl dönmesi olan hastalar için bir şanstır. Cerrah doğru yaklaşımla bu şansın kullanılmasını sağlayabileceği gibi hatalı yaklaşımla hastalığın kronik hale gelmesine yol açabilir. Burada yapılacak en önemli hata apsenin basit bir kesi ile açılmasıdır. Apseyi ve üzerindeki cildi bir tencereye benzetecek olursak yapılması gereken şey tencerenin kapağının açılmasıdır. Tıp dilinde bu işleme Lay-open denir. Apsenin üstündeki cilt apse çapı kadar açılacak şekilde alt cilt-cilt altı kesisi yapılır. Apse boşluğu drenaj sonrası bir kerelik oksijenli su veya batticon, sonradan da serum fizyolojik ile yıkanır.
Bu kimyasal debridmanla kavite duvarı temizlenir. Koterle kanama odakları durdurulur. Bu arada yara kenarları kayık şeklinde açılabilir. Bu işlemlerden sonra boşluk pansumanla kapatılır. Tedavinin hiçbir aşamasında girişim öncesi bölge antisepsisi dışında herhangi bir antiseptik solüsyon kullanılmamalıdır. Hasta bu girişimden sonra her gün duşunu alır. 2-3 ay içinde boşluk kendiliğinden dolar. Kronikleşmiş vakalarda günümüzde mikrosinüsektomi yöntemi kullanılmaktadır. Daha önceden çok çeşitli yöntemler kullanılmıştır. (Primer onarım, bascom ameliyatı, fleb ile kapama). Mikrosinüsektomi yönteminde amaç kıl yumağının çevresindeki yalancı kapsül ile birlikte mümkün olan en az doku zararı ile çıkarılmasıdır. Oluşan açıklık çok az olduğundan primer kapama sırasında altta boşluk kalmaz. Bu nedenle nüksü en az olan yöntem budur. Diğer yöntemlerde oluşan boşluk kapatılırken altta ölü boşluk kaldığından burada daha sonra serum birikmekte, bir süre sonra da apseleşip nüx etmektedir.
Mikrosinüsektomi için kliniğimiza başvuran hastaya önce lazerle epilasyon yapılır. O bölge kullardan tamamen arındırılır. Sonra hastaya lokal anestezi veya kaudal anestezi uygulanır. Bu işlemin ardından yaklaşık 2 cm’lik bir kesi ile kıl yumağı çevre yalancı kapsül ile birlikte çıkarılır. Elektrokoterle kanama kontrolü yapılır. Sonra vücut tarafından emilen dikişlerle oluşan boşluk yara dudakları karşı karşıya gelecek şekilde kapatılır. Sonra cilde birkaç tane retansiyon( gerilme) dikişi konur ve operasyona son verilir. Operasyon yeni pansumanla kapatıldıktan sonra hasta evine gönderilir. Günlük yaşama dönebilir. Hasta operasyonun ertesi günü banyosunu yapabilir.
Hasta 10 gün sonra ve 1 ay sonra kontrollere çağırılır. Yara yerindeki iyileşme yakından izlenir. Herhangi bir problemle karşılaşıldığında anında müdahale edilir. Çıkan parça patolojiye gönderilir. Gelen sonuçta kıl yumağının tam olarak yalancı kapsül ile birlikte çıkarılıp çıkarılmadığı kontrol edilir. Mikrosinüsektomi yöntemi uygun vakalarda seçkin bir yöntemdir. Nüksü en az olan yöntemdir. Kliniğimizde muayeneler ücretsizdir. Muayene sonucu sorunun çözülebileceğinden emin olabilirsiniz.
Randevu ve İletişim Numaraları
Tel: 0 (232) 504 00 00
Cep ve Whatsapp: 0 (533) 963 54 45