Ameliyatsız Hemoroid Tedavisi Mümkün Müdür?

Halk arasında basur denilen hemoroidler anal kanalda bulunan ve kirli kanı taşıyan toplardamarlardır. Bu toplardamarların genişlemesiyle hemoridal hastalık denen durum oluşur. Hemoroidler 4 tip olarak karşımıza çıkar. 1. ve 2. derece hemoroidler genelde hastada yaptığı rahatsızlıklar şeklinde kendini belli eder. 3. ve 4. derece hemoroidler ise anüsten dışarı sarkar.

Hemoroidlerin Oluşum Nedenleri

Hemoroidlerin oluşumu üzerine pek çok neden vardır. Bunlar kişiye göre değişir. Bazı bireylerde kalıtsal faktörler ön plana çıkar. Sürekli kabızlık veya tam tersi sürekli ishal olan hastalarda hemoroidler sık görülmektedir. Hamile bayanlarda artan anal bölgedeki basınç burada kan dolaşımını bozar ve hemoroid oluşumuna yol açar. Doğumun zor koşullarda yapılması da hemoroid nedenidir. Fastfood denilen gıdaların çok sık tüketilmesi, acılı gıdaların çok fazla alınması, lifsiz gıdaların tüketilmesi hemoroid oluşumunu kolaylaştıran faktörlerdir.

Toplumdaki utanma duygusu nedeniyle hemoroidi olan hastalar genelde doktora geç başvurmaktadırlar. Bu da tedavinin gecikmesine yol açmaktadır.

Ameliyatsız Tedavi Seçeneklerine Genel Bakış

Günümüzde hemoroidlerin ameliyatsız yöntemlerle tedavisi mümkündür. Gelişen teknoloji ile hemoroid ameliyatlarında çeşitli ağrısız, acısız, neştersiz işlemler uygulanmaktadır. Ayrıca bu ameliyat dışı yöntemlerin kullanılmasıyla ameliyattan sonra oluşabilecek gaz kaçırma, büyük abdest kaçırma veya darlık gibi komplikasyonlar ofis tedavilerinde görülmemektedir.

Başlıca Ofis Yöntemleri (THD, Lazer/Radyofrekans, Bant ligasyon, Skleroterapi)

Ameliyat dışı yöntemlerin başında THD denilen arter bağlama işlemi gelmektedir. Genelde kanaması olan hastalarda olan uyguladığımız bir yöntemdir. Doppler denilen bir alet vasıtasıyla anüs içindeki kan getiren atar damarlar bulunur. Bunlar özel bir dikişle bağlanarak hemoroidal damarlara kan gelmesi önlenir. Bunun sonucu olarak kanama durur. Minimal invaziv bir yöntemdir. Bu tüm hemoroid türlerine uygulanabilir.

Hemoroidler aynı zamanda anal bölgede yastıkçık görevi gören oluşumlardır. Özellikle ileri yaşlarda gaz ve gaita kontrolünde önemli görevler üstlenirler. THD denilen yöntemde herhangi bir kesme işlemi yapılmaz. Dikişlerle dışarı sarkmış olan hemoroiddler, anüs içine alınarak akordiyon gibi dikilir. Böylece Hastalarda herhangi bir anatomik kusur oluşmaz.

Standart hemoroid ameliyatlarında hemoroidler kesilerek alınır ve kesilen damarlar dikişlerle kapatılır. Bu çok ağrılı bir işlemdir. Hastanın tam düzelmesi yaklaşık 3 ayı bulur. THD yönteminde ise kesi olmadığından hasta acı, ağrı hissetmez. Günlük yaşamına dönüş daha kısa sürede olur. Hastanın THD işleminden sonra özellikle lifli gıda alması, ortalama her gün 3 litre su içmesi, acı türünden baharatlı gıdalardan uzak durması öğütlenir. THD yöntemi kliniğimizde uygulanmaktadır.

Ameliyatsız yöntemlerden bir diğeri lazer veya radyofrekans ile hemoroid tedavisidir. İşlem Lokal anestezi altında yapılır. Lazer veya radyofrekans ile hemoroid pakesi söndürülür. Ağrısız ve kansız bir işlemdir. Aynı seansta tüm hemoroid pakelerine uygulanabilir. Önce anüs çevresine lokal anestezi yapılır. Sonra proktolojik pozisyonda hastaya konulan anoskop yardımıyla hemoroid pakeleri ortaya çıkarılır. Pakeler lazer çubuğu veya radyofrekans ile söndürülür. 3. Günden itibaren pakeler küçülmeye başlar. Daha sonra sönen pakenin üzeri normal deri ile kaplanır. Bu yöntemde kliniğimizde uygulanmaktadır.

Ameliyatsız yöntemlerden bir diğeri bantligasyon denen lastikle boğma işlemidir. Bu işlemde lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Hasta yine proktoloji masasına alınır. Yine bir anoskop yardımıyla hemoroid pakeleri görüntülenir. Ucuna bant geçirilmiş özel bir cihaz bir aspiratöre bağlanır. Cihazın üzerindeki delik vasıtasıyla hemoroid pakesi aspire edilerek pakenin cihaz içine girmesi sağlanır. Sonra cihaz ateşlenerek pakenin çevresine lastik bant yerleştirilir. Birkaç gün içinde bant geçirilmiş pake düşer. İşlem 5,10 dakika sürmektedir. Lastik bantla boğma işlemi en eski yöntemlerden biridir. Artık kliniğimizde pek uygulanmamaktadır.

Bu yöntemlerde hangisinin uygulanacağına hastanın muayenesi sırasında karar verilir. Kanama ile gelen hastalara öncelikle kan sulandırıcı bir ilaç alıp almadığı sorulmaktadır. Kan sulandırıcı ilaç almıyorsa THD yöntemiyle %80-90 başarı ile kanamayı kesmekteyiz. Ayrıca dışarı çıkmış hemoroidlerde çeşitli dikiş teknikleriyle bunları anüs içine almaktayız. Böylece herhangi bir cerrahi işlem yapılmadığından cerrahiye bağlı gaz, gaita kaçırma, darlık gibi komplikasyonlar görülmemektedir.

Lazer veya radyofrekans yöntemlerini genelde 3. Ve 4. Derece hemoroidlerde uygulamaktayız. Bu yöntemlerle yakılan pakeler küçülmekte ve sonrasında arkadaki adalelere yapışmaktadır. Bunun sonucu hasta herhangi bir kesme işlemi olmadan hemoroidlerinden kurtulmaktadır.

Ameliyatsız hemoroid tedavilerinde diğer bir yöntem skleroterapi denen hemoroidin özel bir ilaçla kurutulmasıdır. Sklorozan maddenin yan etkileri nedeniyle çok yaygın kullanılmamaktadır. Ayrıca bazen sklorozan madde enjekte edilmiş pakede sertlikler de görülebilmektedir. Kliniğimizde uyguladığımız bir yöntem değildir.

Sonuç olarak klasik hemoroid ameliyatına alternatif olarak geliştirilen THD, lazer, radyofrekans yöntemi sıklıkla uyguladığımız ve çok iyi sonuçlar aldığımız yöntemlerdir. Bunlarla ameliyat komplikasyonları önlenmiş, hastanın daha erken işinin başında olması sağlanmıştır.