Anal fissürler anal kanalda oluşan yırtıklardır. Bunlarda ana belirti ağrı ve yanmadır. Özellikle hasta dışkılama sırasında ve sonrasında şiddetli ağrı ve yanma hissinden yakınır. Bu yanma 2-5 saat kadar sürebilir. Oluşumunda fistüllerde olduğu gibi bir apse söz konusu değildir. Anal fistüllerde ise oluşumunda başlangıçta bir enfeksiyon ve apse söz konusudur. Bu apseden sonra oluşan bir ağzı anüs içinde diğer ağzı anüs dışında bir tünel oluşur. Ana belirti bu tünelden gelen akıntıdır. Bazen ağrı ve kanama da olabilir. Hasta sürekli iç çamaşırının kirlendiğinden bahseder. Tedavisi fissürlere göre daha zor ve çeşitlidir. Bunların tedavisi daha uzun bir süreyi kapsar.
Anal Fissürlerin Özellikleri ve Tanı Yöntemleri
Anal fissürler anüsün dış kısmında oluşur. Genellikle diz dirsek pozisyonunda saat 12 hizasında görülen yarıklardır. Anal kanala çok yakın gelişirler. Bunların herhangi bir kanal veya yapıyla ilgileri yoktur. Anal fissür uzunluğu ve derinliği kişiden kişiye değişir. Akut veya kronik olabilirler. Akut fissürler yüzeysel lezyonlardır. Proktolojik muayenede saat 12 hizasında bir kesi şeklinde hemen gözümüze çarpar. Lezyon derin değildir. Sfinkter dokusuna kadar ulaşmaz. Bu tür fissürler uygun bir tıbbı tedavi ile 4-6 hafta içinde genellikle düzelir. Kronik fissürler daha derindir. Tabanında internal sfinktere ait lifler görülebilir. Fissür çevresinde iltihaplanma sıktır. Bu iltihaplanma bir süre sonra skin tag denilen nöbetçi bir deri pilisinin oluşumuna neden olur. Ayrıca bu vakalarda anal kanal içinde hipertrofik papillalar denen bir oluşum vardır. Bu tür fistüller akut fistüller gibi anal fissür tedavisi ile 6-8 haftada düzelmezler.
Bunun dışında bir de anüsün çeşitli yerlerinde oluşmuş, bazı hastalıklardan sonra görülen atipik fissürler vardır. Bunlar çoğunlukla AİDS, tüberküloz, Crohn veya kanser vakalarında görülür. Bunların lokalizasyonu kişiden kişiye değişir. Ama çoğunlukla anüsün lateral kesimlerinde görülür. Bu fissürlerde ağrı nadirdir. Sfinkter düzeyine kadar ilerlemediğinden bunlarda sfinkterlerde görülen spazm görülmez.
Fissür oluşumunda en büyük neden hastalarda görülen kronik kabızlıktır. Hasta tuvalette zorlu bir dışkılamadan sonra yakınmalarının başladığından bahseder. Arka orta çizgi bu ıkınma sırasında en çok travmaya maruz kalan bölgedir. Ayrıca bu bölge zorlanmaya karşı çok duyarlıdır ve bunun sonucu önce burası yırtılır. Fissür vakalarında en başta görülen belirti dışkılama ile artan yanma ve ağrıdır. Hastalar dışkılama sırasında yırtılır tarzda, bir cam kesiği gibi ağrısı olduğundan bahseder. Defekasyonla artan bu ağrı kişiye göre farklı sürelerde devam eder. Bazen kronik fissürlerde dışkılama sırasında kanama da görülebilir. Fakat bu kanama hemoroidlerde olduğu gibi fazla miktarda değildir. Hastalar taharetlenmeden sonra peçeteye bulaşır tarzda bir kanamasının olduğunda bahseder.
Bu yakınmaları olmayan muayene sırasında görülen anal fissürlerde ayrıntılı inceleme gerekir. Bu fissürlere neden olan, altta yatan tüberküloz, AİDS, Crohn veya kanser gibi hastalıklar var mı diye araştırmak gerekir. Tanı için en uygun yöntem proktoloji masasında diz dirsek pozisyonunda hastayı muayene etmektir. Bizde kliniğimizde bu yöntemi uygulamaktayız. Bu pozisyonda saat 12 hizasında fissür zemini çok rahatlıkla görülebilir ve tanı konur. Bu sırada hastaya rektal tuşe yapılmamalıdır. Hasta çok şiddetli ağrı duyar. Mutlaka rektal tuşe yapılması gerekiyorsa lokal anestezi yapıldıktan sonra tuşeyi yapmalıdır. Muayene sırasında kronik vakalarda internal sfinkterin lifleri kolaylıkla görülür. Bunun dışında skin tag ve hipertrofik papilla da görülebilir.
Anal Fistüllerin Oluşumu ve Tedavi Yaklaşımları
Anal fistüllerde sorun tamamen farklıdır. Genellikle hastada bir apse sonucu gelişmiş anormal bir yol vardır. Bu yol bir tane olabildiği tünel gibi birkaç tane de olabilir. Bu hastalarda ana belirti fissürdeki gibi yanma değil, makat kenarındaki delikten olan anormal akıntılardır. Bu akıntılara bağlı deliğin çevresinde enfeksiyon görülebilir. Bazen delikten kanamalar olabilir. Bu fistüller oluş şekline göre basit, komplike veya at nalı şeklinde olabilir. Her birinin tedavileri farklı ve fissürlere göre çok çeşitlidir. Her iki hasta grubunu farklı şekilde değerlendirmeli her hastaya ayrı tedavi uygulanmalıdır.
Akut fissürler genelde tıbbi tedavi ile düzelir. Bu şekilde olan hastaların diyetleri düzenlenir. Mevcut kabızlık giderilmeye çalışılır. Biz bu amaçla posa bırakan diyet tavsiye ediyoruz. Sedanter yaşamdan uzak durmasını öneriyoruz. Günlük su tüketimini 3 litre olmasını istiyoruz. Ayrıca hastalara analjezik ve dekonjestan içeren merhemler veriyoruz. Akut fistüller bu tedavi ile düzelmektedir. Kronik fistüllerde ise anal spazmı ortadan kaldırıcı tedaviler uyguluyoruz. Ayrıca kronik fistül zeminini lazer veya radyofrekansla ortadan kaldırıyoruz. Fistüllerde fistülün tipine göre gereken tedavileri uyguluyoruz.
Sonuç olarak anal fissürler anüs içinde oluşan yırtıklardır. Fistüller ise anüsün içi ile dışı arasında oluşmuş anormal tünellerdir. Her ikisinin tedavileri çok farklıdır.
Randevu ve İletişim Numaraları
İzmir Hemoroid Doktoru