Halk arasında kıl dönmesi diye bilinen pilonidal sinüs sık nüks etmesi, müzmin akıntıları yol açması nedeniyle sıkıntılı bir durumdur. Hastalık kuyruk sokumundaki gluteal kıvrımlar arasındaki olukta yerleşir. Bu bölge kaba et olarak tanımlanan bölgenin ortasında bir oluk oluşturan yerdir. Bu oluğun kenarları yürüme sırasında birbirine sürtünür ve bir nevi testere hareketi oluşur. Ayrıca bu bölgedeki kas, cilt altı yağ dokusu arasında bir çukur vardır. Bu oluk özellikle yürüme ve koşma sırasında, bazen merdiven çıkarken bir testere hareketi yapar. Bu hareket burada bir vakum oluşturur. Buraya düşen bir saç, enseden inen bir kıl veya bu bölgedeki kıllardan biri bu olukta vakum etkisi ile yuvalanır ve cildin içinde bir kist oluşturur. Bu döneme kadar hastada herhangi bir belirti olmadığından hastalığın farkına varılmaz. Daha sonra yabancı cisim etkisiyle bu bölgede enfeksiyon başlar. Hastada buna bağlı olarak o bölgede önce bir delinme sonra akıntı başlar. Böylece hastalığın farkına varılır. Hastalığa ait akıntılı veya akıntısız dış deliklerin çoğu orta hattadır. Yani kaba etlerin arasındaki oluktadır. Kıl bu olukta cilde girdiğinde oluşan kist genelde oluk içindedir. Tedavide bu durum çok önemlidir. Mikrosinüsektomi yönteminde bu oluk içindeki kist ve sinüs çıkarılır. Delikler bazen tek, bazen de birkaç tanedir.
En çok kimlerde görülür:
Kıl dönmesi genellikle ergenlik çağı ve genç erişkinlerde görülen hastalıktır. Vakaların çoğu 15-25 yaş grubu arasındadır. 30 yaşından sonra görülme sıklığı giderek azalır. Fakat buna rağmen kıl dönmesinin her yaş grubunda görülebileceği unutulmamalıdır. Hastalığın 15-25 yaşlarda sık görülmesinin muhtemel nedeni buradaki yağ kistlerinin pübertede aktifleşen seks hormonlarından etkilenmesidir. Erkeklerde daha sık görülür. Askerlerde ve oturarak çalışanlarda daha sık görülmektedir. Hatta uzun süre jeep kullanan askerlerde sık görüldüğünden jeep hastalığı adı da verilmiştir.
Pilonidal sinüsün kendiliğinden düzelmesi mümkün değildir. Fakat hastalarda apseleşme ve akıntılar olmaksızın hastalık uzun süre sessiz kalabilir. Hastalığın ne kadar sessiz kalacağı, ne zaman belirti vereceğini kestirmek kolay değildir. Tedavide amaç hastayı herhangi bir komplikasyon gelişmeden tedavi etmektir. Nüks daha çok komplike vakalarda ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde yapılan en büyük hatalardan biri belirti vermeye başlamış vakalarda antibiyotik kullanmaktır. Oluşan ağrı, kızarıklık ve akıntı enfeksiyon nedeniyle olur. Verilen antibiyotikle bu yakınmalar azalır. Fakat asıl hastalık yerinde durmaktadır. Mutlaka nüks edecektir.
Kıl dönmesi olan hastalar hastalığını tedavi ettirmeye karar verdiklerinde hekim ve tedavi yöntemini seçmek için en yaygın yol bu hastalık nedeniyle tedavi gören bu hastaların önerileridir. Özellikle hastalığı nüks etmiş kişilerin tavsiyeleri çok önemlidir.
Kıl dönmesi tedavisinde çok çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu birazda cerrahın tecrübesine bağlıdır. Her hasta için en uygun yöntemi bulup onu uygulamak gerekir. Hastayı kıl dönmesi nedeniyle tedavi eden hekim her hastaya bildiği tek yöntemi uygularsa nüks kaçınılmaz olur.
Akut apseli bir şekilde gelen hastalarda yapılan en büyük yanlış sadece küçük bir kesiyle veya basit bir enjektörle apsenin boşaltılmasıdır. Bu durumda hasta rahatlar fakat patoloji yerinde durmaktadır. Bu hasta mutlaka 2. bir operasyona maruz kalacaktır. Bunlarda yapılması gereken apseli dokunun tamamen çıkarılmasıdır. Yani tencerenin kapağının açılmasıdır. Hastanın apseli bölgesi açılır apse drene edilir. Apse duvarı kürete edilir. Bu tekniğe Lay-open denir. Burda nüks yok denecek kadar azdır. Bu operasyonu geçiren hastanın 2. bir operasyona gerek kalmaz.
Herhangi bir komplikasyonu olmayan vakalarda ise genelde lokal anestezi altında pilonidal kistin çevre yalancı kapsül ile birlikte çıkarılması sorunun çözülmesini sağlar. Bu kapsülün çıkarıldığı vakalarda nüks azdır. Burada dikkat edilecek diğer nokta kist çıkarıldıktan sonra geride ölü boşluk bırakmamak gerekir. Burada boşluk bırakılırsa içinde sıvı birikir. Bu daha sonra enfekte olup apseleşebilir. Nüksün en önemli nedenlerinden biridir.
Kliniğimizde uygun vakalarda mikrosinüsektomi operasyonu uygulanmaktadır. Bunda kist tamamen çıkarılmakta, kapatılırken de çok küçük bir sahada çalışıldığından geride ölü boşluk bırakılmamaktadır. Hastalar sık sık kontrol edilip, gerekli önerilerde bulunulmaktadır. Bu nedenle nüks çok azdır. Operasyon sonunda o bölge epilasyona tabi tutulmakta, o bölgedeki testere hareketi sonucu yeniden kıl dönmesi engellenmektedir. Böylece nüksler sıfıra yakındır.
Randevu ve İletişim Numaraları
Tel: 0 (232) 504 00 00
Cep ve Whatsapp: 0 (533) 963 54 45